PRESENT PERFECT TENSE NEDİR, NE DEĞİLDİR
Bu zamanın Türkçe’de net bir karşılığı yoktur. Bazen geçmiş zaman bazen şimdiki zaman kullanırız Perfect Tense’te kurulmuş cümleleri dilimize çevirirken.
I have lived here for 15 years =15 yıldır burada yaşıyorum.She has finally understood = Sonunda anladı..
I. That castle has stood there for 325 years
Bu zaman geçmişle şu an arasında bir köprüdür. Yukarıdaki ilk örnekte bunu görüyoruz. Bahsedilen olay yani yaşamak 15 yıl önce başlamış, bugüne dek fasılasız sürmüş ve hala sürüyor. Buna benzer uzun süreli durumlar bu zamanda anlatılır.
That castle has stood there for 325 years. =Şu kale 325 yıldır orada duruyor.
I have taught English for 7 years. =Yedi senedir İngilizce öğretiyorum.
Kısa süreli durumlar içinse perfect continuous kullanılır.
I have been painting this room for two hours. =iki saattir bu duvarı boyuyorum.
Ancak işin içine non-progressive kavramı girerse yine present perfect kullanırız.
I have known him for half an hour =Onu yarım saattir tanıyorum. Gördüğünüz gibi işin başlangıcı kısa süre önce olsa da present perfect kullandık, continuous kullanmadık; çünkü know fiili non-progressive’dir.
II. Look! I have bought a new jacket
Bu zaman yeni olmuş olayları, taze gelişmeleri anlatmak için de kullanılır. Mesela haberler bu zamanda sunulur. Sonra ayrıntılar geçmiş zamanda verilir. Mesela King of pop music has died. =Popun kralı öldü diye başlar haber; Today a madman shot him at about 10 am = Bugün bir kaçık onu saat sabah 10 gibi vurdu. diye devam eder.
Veya akşam adam eve gelmiş; karısı da ona bir sürpriz hazırlamış:
I have made a cake. =kek yaptım. Burada kekin bugün yapıldığını ve şu an yenmeye hazır olduğunu biliriz. Halbuki I made a cake deseydi kekin evvelen yapıldığını anlardık. Şu an var mıdır yok mudur bilemezdik.
Yani bir olay olmuş, bir iş yapılmış bitmiş ama kokusu daha buram buram geliyor burnumuza şimdiki zamanda.
Look! I have bought a new jacket. =Bak, yeni bir ceket aldım.
Veya yeni bir gelişme, şöyle heyecanla söylenen türden.
Look mama! Cemal has broken the window =Anne bak! Cemal camı kırdı.
III. I have visited Sultanahmet five times this year.
Bugüne dek kaç kez Ankara’da bulundunuz? Diyelim böyle bir soruya muhatap oldunuz. Soruyu soran da bir İngiliz. Geçmişten bugüne bir şerit çekin, film şeridi. Siz bu şeridin önünde durun ve kaç karede kendinizi Ankara’da görüyorsunuz sayın. Beş kere mi? O zaman yanınızdaki İngiliz’e dönüp dersiniz ki
I have been to Ankara 5 times.
O şeritte hiç Ankara’da bulunduğunuz bir kare yok mu; o zaman da şöyle dersiniz;
I have never been to Ankara.
Present perfect tense işte bu şerit gibidir. Geçmişten bugüne uzanır. İçinde geçmiş de vardır ama şeridin sonu mutlaka bugüne dayanır. Kaç kez Ankara’da bulundun sorusu içinde gizli bir bugüne kadar ifadesi barındırır. Aynı durum verilen cevapta da vardır.
He has repaired this car three times =O bu arabayı üç kez tamir etti (bugüne kadar).
İşte bu sebeple bu zamana present perfect deniyor, past perfect ya da sadece perfect denmiyor. (Present= mevcut, halihazırda, şimdi, şu zaman.) Kısacası, bu zaman iki gözlü bir gözlüktür; bir gözünden geçmişi, diğergözünden bugünü görürüz. Geçmiş zamansa tek gözlü bir gözlüktür. Onu taktığımızda sadece geçmişi görürüz. (bir resim ekleyelim)
Dolayısıyla NE DEĞİLDİR sorusunun cevabı da beliriyor. Present perfect tense bir geçmiş zaman değildir. Bazı dilbilgisi kitaplarında anlatıldığı gibi yakın geçmiş zaman hiç değildir.
İSTİSNASI
Bu zamanda anlatılan işler esasen bitmiştir ama bunun istisnaları da vardır. Aslında bir önceki bölümde bundan bahsettik. Bir daha anlatalım.
İSTİSNA 1. Uzun süredir var olan, devam eden durumlar. Bunlar devam etmeleri sebebiyle continuous (=devam eden) zamanda anlatılmalıyken present perfect zamanda anlatılırlar.
I have worked fort his company for thirty years =Bu şirket için otuz yıl çalıştım (hala da çalışıyorum)
We have lived in this town for quarter of a century= Çeyrek yüzyıldır bu şehirde yaşıyoruz.
İSTİSNA 2. Non-progressive yani herhangi bir continuous zaman içinde kullanılamayan fiiller sebebiyle normalde present perfect continuous ile anlatmamız gerekenler present perfect tense içinde anlatılır.
I have known him for half an hour =Onu yarım saattir tanıyorum. Know fiili non progressive bir fiildir.
NASIL YAPILIR?
Her zamanki yapımız özne+fiil+nesne zaten sabit. Bu zamanda fiil –ed eki alır. Bir de yardımcı fiilimiz var. Bu da her zamanki gibi özneyle fiil arasında yer alır.
We have completed the project =Projeyi bitirdik
Burada dikkat etmemiz gereken husus şudur: bu zamanda fiil olarak fiilin 3. halini kullanırız. Fiilin 3. hali de –ed eki almış halidir. Fakat bu her fiil için geçerli değildir. Birçok fiilin üçüncü hali kuralsız bir yapıdadır. Bunları ezberlememiz lazımdır.
I have understanded him. Olmaz! I have understood him deriz.
************düzensiz fiiller listesi
YARDIMCI FİİLİ
have/has
Sadece 3. şahıslar için has, diğerleri için have
I have talked to Cemal.
Ayşe has talked to Cemal.
have not= haven’t
has not= hasn’t
You haven’t given the Money
She hasn’t decided yet.
OLUMLU, OLUMSUZ, SORU
OLUMLU CÜMLELER
ÖZNE
|
YARD. FİİL
|
FİİL
|
NESNE
|
Diğer
|
The police
|
have
|
followed
|
the thief
|
secretly
|
Cemile
|
has
|
gone
|
to the cinema
|
|
Ahmet
|
has
|
bought
|
a car
|
|
OLUMSUZ CÜMLELER
ÖZNE
|
YARD. FİİL
|
FİİL
|
NESNE
|
Diğer
|
Cemile
|
Has not
|
made
|
a cake
|
|
I
|
have not
|
watched
|
TV
|
tonight
|
Dikkat edin, olumsuz cümlelerde fiil değişmiyor, yine 3. halinde kalıyor. Aynı durum soru cümlelerinde de, kısacası tüm cümlelerde geçerli.
SORU CÜMLELERİ
SORU
KELİMESİ*
|
YARDIMCI
FİİL
|
ÖZNE
|
NESNE
|
DİĞER
|
What
|
Have
|
you
|
done
|
with the car?
|
|
Has
|
Ahmet
|
Bought
|
a car
|
*Soru kelimesi olmadan da soru sorulabilir. Bizde “mi, mı” diye biten sorular İngilizcede yardımcı fiil başa alınarak sorulur.
ZAMAN İFADELERİ
Already, just, yet, twice (=iki kez), three times (=üç kez), for, since
FOR: Geçmişten bugüne uzanan bir olayın süresini belirtmek için kullanılır.
I have lived her efor ten years =burada on yıldır yaşıyorum
SINCE: Geçmişten bugüne uzanan bir olayın başlangıcına işaret eder. O zamandan beri anlamı katar.
I have lived here since 1999 =burada 1999 yılından beri yaşıyorum.
SON OLARAK
Bu zamanı şuralarda da kullanırız; aslında şimdi söyleyeceklerimiz daha öncekilere benzer durumlar. Bu sebeple kafa karışıklığına yer vermemek lazım. Sadece bunları söylemek gerektiğini düşündüm, yoksa mantık yukarıda bahsedilenlerle aynı.
I. Herhangi bir işin şu an itibarıyla çoktan veya zaten yapıldığını anlatmak için. Annesi Osman’a ödevini yap diyor. Ödevini zaten bitirmiş olan Osman ise
I have already done my homework diyor. Burada çoktan/zaten anlamını already kelimesi veriyor.
II. Bir olayın daha yeni gerçekleştiğini, çok kısa süre önce olduğunu anlatmak için. Mehmet Kazım’a dün Urfa’ya neden gittiğini söylüyor. Ama aradan iki dakika geçmeden Kazım
Why did you g oto Urfa? Diyor. Bunun üzerine Mehmet –biraz da sinirlenerek,
I have just told you—Daha yeni söyledim. Diyor.
Meral bir süredir Ankara’da bulunan arkadaşını karşısında görünce seviniyor ve ne zaman geldin diyor (=When did you come back?) O da cevap olarak
I have just arrived =Daha demin vardım.
III. Beklenen bir olayın ya da işin henüz gerçekleşmediğini anlatmak için.
Kamil– Have you had lunch? (=yemek yedin mi?)
Hamit- No, I haven’t had lunch yet. (=hayır,henüz yemedim) Burada henüz anlamını hangi kelimenin kattığı belli. Bu soruya Hamit kısaca not yet diye de cevap verebilirdi.
SÖZLÜ ALIŞTIRMA – BAKIN, ÇÖZÜN
Bu bölümde aşağıda verilen kelimelerden tutarlı cümleler oluşturmanız bekleniyor. Yardımcı fiilleri siz kendiniz bulun. Bunu yaparken aklınızda bulundurmanız gereken en önemli bilgi cümle yapısıdır. Daha önce de belirttiğimiz gibi İngilizcede cümle daima ÖZNE+FİİL+NESNE biçiminde sıralanır. Akıllı bir öğrenici bunun ne büyük bir avantaj olduğunu asla aklından çıkarmaz.
1. smoke three cigarettes today she
2. study I never electronics (never kelimesi olumsuzluk anlamı kattığı için cümleyi ayrıca olumsuz yapmak yanlış olur; yani yardımcı fiil olumlu)
3. carry 500 kilos of load I today
4. just Hamdi arrive from London
5. teach Cemal physics for twenty years
|